Dikey tarım, gelecekte su ve enerji tasarrufu yapmayı mümkün kılan bir tarım yöntemidir. Bunun yanında büyük miktarda gıda üretimi gerçekleştirme potansiyeli ile çevreyi korur ve gıda güvenliğini sağlar.
Geleceğin tarımında daha az su ve toprak kullanarak, daha çok ürün yetiştirebiliyoruz. Dikey tarım, özellikle şehir merkezlerinde ve yoğun nüfuslu bölgelerde tarımı mümkün kılan, nanoteknoloji, bilgisayar bilimleri ve gelişmiş mühendislik teknolojilerini birleştiren yenilikçi bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor:
Teknoloji ilerledikçe, insanların yaşam tarzları da değişiyor, bu nedenle besin kaynaklarını ve tarım pratiklerini de buna göre adapte etmek gerekiyor. Yavaş yavaş yaşam tarzı çiftçilikten sanayi tarzına kaydığı için, geleneksel tarım metodları yetersiz kalıyor. Bu durum, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve çevre sorunlarına doğrudan etki ediyor. Bu noktada dikey tarım son derece kritik bir rol oynuyor. Dikey tarım, kentlerin içinde, kontrollü bir ortamda, çok katlı binalar kullanılarak yapılan dikey biçimde tarımdır.
Dikey tarımın en büyük avantajlarından biri, sınırlı alanda, yüksek verim alabilme imkanı sağlamasıdır. Çünkü kontrollü bir ortamda, dışarıdaki hava koşullarından bağımsız olarak, her türlü bitkiyi yetiştirebilirsiniz. Bu da tarım ürünlerinin yıl boyunca üretilebilmesine olanak sağlar.
Ayrıca, dikey tarım teknolojisi sayesinde, tarım ürünlerini yetiştirmek için gereken suyun seviyesi de belirgin bir şekilde azalıyor. Peyzaj tarımında yüzde 80’e varan su israfı ya da kaybı dikey tarım ile yüzde 10’lara kadar düşüyor. Bunun yanında çok az miktarda gübre kullanılarak daha çok bitki yetiştirilebiliyor. Bu da dikey tarımın çevreye zarar veren kimyasalların kullanımını azalttığını gösteriyor.
Dikey tarım, sürdürülebilir bir tarım yöntemi olarak doğanın korunmasına da katkı sağlar. Küresel ısınma, iklim değişikliği ve aşırı yağışlar gibi doğa olayları tarımı büyük ölçüde etkileyebilir. Ancak dikey tarımla, tarımın iklim koşullarına bağımlılığı büyük oranda azaltılır.
Tarım için kullanılan arazilerin genişlemesi sonucunda, ormanların ve doğal yaşam alanlarının yok olması, dünya genelinde çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Ancak dikey tarım, çok az miktarda arazi kullanarak – hatta hiç arazi kullanmayarak – büyük miktarda ürün yetiştirebilmekte ve bu sayede doğal yaşam alanlarının korunmasına katkıda bulunmaktadır.
Dikey tarımın bir diğer avantajı da şehir merkezlerine tarımsal üretimin getirilmesi ve böylece taze ürünlerin hızlı bir şekilde tüketiciye ulaşabilmesidir. Geleneksel tarım yöntemleriyle yetiştirilen sebzeler ve meyveler, çiftliklerden toplandıktan sonra tüketicilere ulaşana kadar uzun bir yolculuk yapmak zorunda kalır. Bu da ürünlerin tazelik ve besin değerlerini kaybetmesine neden olur. Dikey tarım sayesinde, ürünler tüketiciye daha taze ve sağlıklı bir şekilde ulaşır.
Dikey tarım, dünya nüfusunun hızla büyümesi ve yerleşim alanlarının genişlemesiyle gıda talebinin karşılanması için önemli bir çözüm olabilir. Ayrıca çevresel etkisi düşük bu yöntem ile tarımsal üretimin sürdürülebilirliği sağlanabilir. Her ne kadar dikey tarımın ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da, uzun vadede hem ekonomik hem de çevresel getirileri de oldukça fazla olacaktır.
Kısacası, dikey tarım; su, toprak ve enerji tasarrufu sağlarken, aynı zamanda büyük miktarda gıda üretimi gerçekleştirme potansiyeli ile geleceğin tarımında önemli bir devrim yapabilir. Üstelik bunu yaparken çevreye zarar vermeden, doğanın korunmasına katkı sağlar. Böylece dikey tarım, gelecek nesillerin gıda güvenliği ve doğanın korunması için vazgeçilmez bir yöntem olmayı hedeflemektedir.